"Canip Yıldırım'ın hayat öyküsü, (...) Cumhuriyet'ten bu yana Kürtlerin ve Türklerin yaÅŸadığı tüm dönemlerin de çok canlı bir tanıklığı: Ä°ttihat Terakki dönemi, Ermeni katliamı, Cumhuriyetin kuruluÅŸ yılları, Åžeyh Sait hareketi, AÄŸrı Dağı isyanı, Dersim katliamı, tek parti dönemi, DP dönemi, 49'lar davası yılları, 1960 askeri cuntası, TÄ°P, KDP ve DDKO dönemleri, 12 Mart 1971 askeri cuntası...
Büyük olasılıkla Orhan MiroÄŸlu da benim gibi duyup düÅŸündüÄŸü için, çok güzel bir iÅŸ yaparak hepimizin aÄŸabeyi Canip Yıldırım'ı ikna etmiÅŸ ve hayatını anlatmasını saÄŸlamış. MiroÄŸlu da hayatın, hayata iliÅŸkin önem ve anlamın ne olduÄŸunu kanıyla canıyla öÄŸrenmiÅŸ bir aydın. Yıldırımın en yakın arkadaÅŸlarından Musa Anter Diyarbakır'da, bir gece yarısı, karanlık bir sokakta alçakça öldürüldüÄŸünde MiroÄŸlu da yanındaydı. (...) Ancak tamamıyla bir tesadüf eseri MiroÄŸlu hayatın öteki yakasından tekrar, güç bela geri döndü. (...)
Belki de bu nedenle Hevsel Bahçesinde Bir Dut AÄŸacı, bilinen türden bir mülakatlar kitabı deÄŸil... (...) MiroÄŸlu sadece kuru bir soru sorup, muhatabından tembelce geniÅŸ bir cevap bekleyen mülakatçılar gibi davranmıyor, tersine rahat, huzurlu bir sohbet havasında, mülakatın aktif bir tarafı oluyor, açıklayıcı soruları ve hatırlatıcı izahlarıyla Yıldırım'a ait hayat hikâyesinin halkalar halinde geniÅŸlemesini, bu hayatın önem ve anlamına iliÅŸkin somut bir anlatının ortaya çıkmasını saÄŸlıyor.
Hevsel Bahçesinde Bir Dut AÄŸacını okuduÄŸumda, içimde sıcak bir ışıltı hissettim. (...) Hem ilginç, rahat okunan bir hayat öyküsü hem de hâlâ büyük oranda karanlıkta olan tarih ve hafızamıza tutulmuÅŸ veni bir ışık huzmesi."