GüneÅŸin doÄŸduÄŸu topraklardan, batıya açılan üç pencere; Smyrna (İzmir), İskenderiye ve Beyrut…
Philip Mansel, Levant’ta DoÄŸu ve Batı’nın tarih boyunca süren diyalog ve çatışmalarını barındıran bu ÅŸehirlerin bir panoramasını sunuyor. Bu üç ÅŸehir, Osmanlı İmparatorluÄŸu ile Avrupa arasındaki en etkili iletiÅŸim noktalarıydı. Farklı kültürlerin, dinlerin ve ulusların birlikte yaÅŸayabildikleri, neredeyse devlet politikalarından bağımsız kendi kadim karakterlerini dayatan ÅŸehirlerdi. Sakinleri de, tıpkı yaÅŸadıkları ÅŸehir gibi kendilerine farklı kimlikler ve diller seçebiliyor, hatta ortak yaÅŸamlarını bir adım ileri taşıyarak ortak bir dil, "lingua franca", icat edebiliyorlardı. Fakat baÅŸta kozmopolit karakteri olmak üzere, özgürlük çaÄŸrıştıran bu meziyetlerinin yanı sıra, felaketler de Levant’ın yakasını bırakmıyordu. Smyrna büyük yangınla, İskenderiye modernlik ve gelenekler arasında sıkışmışlığıyla, Beyrut ise iç savaÅŸla tanıştı.
Konstantiniyye’nin yazarı Mansel, en ufak ayrıntıyı bile atlamadan, titizlikle iÅŸlediÄŸi bu tarihsel anlatıda, sadece ÅŸehirlerin tarafını tutarak, hikâyeyi bir de onların dilinden dinlememizi saÄŸlıyor. Çünkü DoÄŸu ile Batı’ya ev sahipliÄŸi yapmış bu ÅŸehirlerin “birlikte yaÅŸamak üzerine” anlatacak çok hikâyesi var.
"Philip Mansel’in Levant: Akdeniz’de İhtiÅŸam ve Felaketler kitabıyla okur 'birlikte yaÅŸamanın iksirini' bulan Levanten ÅŸehirlerinde dolaşıp 'Cennet nasıl cehenneme döndü?' sorusuna yanıt arıyor. Philip Mansel, 'karşıtların birleÅŸimi'yle oluÅŸan 'Levant'ta ayrışmaların nasıl, hangi nedenlerle baÅŸ gösterdiÄŸini çarpıcı analizlerle aktarıyor."
-Figen Ünal Şen, Vatan Kitap