Her şey, üç iyi arkadaşın Fatih Akın, Jasmin Ramadan ve Adam Bousdoukos'un, Hamburg'da sürekli gittikleri Sotiris adlı restoranda başladı. Fatih Akın, midelerine olduğu kadar ruhlarına da iyi gelen bu mekândan ilham alarak, arkadaşlarının başrolde olduğu bir hikâye yazmaya koyuldu; sonraları bir projeye dönüşecek bu hikâyenin adı: Soul Kitchen'dı.
Jasmin Ramadan projenin "roman" kısmında bizi hikâyenin başlangıcına götürüyor. Zinos'un çocukluğundan başlayarak, ailesi, arkadaşları, bir Yunan adasında yaşayan teyzesi ve âşık olduğu kadınlarla tanışıyor; onun bir yetişkin olurken aldığı ya da almadığı derslere tanık oluyoruz. Zinos, ailesi Yunanistan'a dönüp onu tek başına bıraktıklarında hayatla yüzleşmek zorunda kalıyor. Çok geçmeden okulu terk edip aşçı olma kararı alan kahramanımız, bir "pizza sarayı"nda işe başlıyor. Fakat bilmediği şey, hayatta da tıpkı yemek yaparken olduğu gibi, bazı şeylerin sadece hata yaparak öğrenilebileceği...
Jasmin Ramadan ilk kitabı Soul Kitchen'da, her bölümün sonunda verdiği, eğlenceli yemek tarifleri ve yaşanan aşklara, hayal kırıklıklarına "soundtrack" olan zamanın şarkılarıyla, bizi Zinos'un rehberliğinde, Hamburg'dan Yunan Adaları'na, oradan da Karayipler'e uzanan çokkültürlü, çok lezzetli bir yolculuğa çıkarıyor.
