VATAN HAİNİ MİYDİ?
"...Facialara kalkan olamadım ise de, siper-i sâika (paratoner) vazifesi gördüm...
Bütün musibetleri üzerime çektim. Kendimi feda ederek vatanı kurtarmaya çalıştım. Dinine, devletine, vatanına ve milletine hıyanet edenlerin azîz Allah'ın kahreden kudretli gücüne hedef olması için yakarıyorum..."
MEMLEKETİNİ NİÇİN TERKETTİ?
"...Her tarafı istilâ eden inkılâb ve ihtiras içinde karşı koyma yahut başeğme imkânını bulamadım. Kamuoyunda sükûn ve durumda açıklık belirinceye kadar İstanbul'dan geçici olarak ayrılmaya karar verdim..."
GİDİŞİ 'KAÇIŞ' MIYDI?
"...Vekîli olduğum şânı yüce peygamberin yaptığını yaptım, hicret ettim..."
VE GERÇEKLER:
"...Elbet birgün hak kuvvete üstün gelecek ve necîb milletimiz hakikatleri öğrenecektir..."
Torunları, Sultan Vahideddin'e Şahbaba derlerdi...
Şahbaba, yukarıdaki satırları, ölümünden sadece birkaç gün önce yazmıştı...
Son padişahın tarihteki rolü yıllarca tartışıldı ama
o hiç katılmadı bu tartışmaya... Şimdi, ölümünün üzerinden geçen
70 küsur yıl boyunca ailesinin titizlikle sakladığı özel arşivi ilk kez bu kitapla
Gün ışığına çıkıyor ve Sultan Vahideddin, hakkındaki tartışmalara belgeleriyle,
mektuplarıyla, yarım bıraktığı anılarıyla, yani kendi kalemiyle katılıyor...
Murat Bardakçı'nın titiz bir araştırmayla topladığı ve
bugüne kadar hiçbir yerde yayınlanmamış belgelere dayanarak
kaleme aldığı Şahbaba sadece Sultan Vahideddin'in değil ailesinin
ve yakın çevresinin de hikayesi... Hükümdarın kızı Sabiha Sultan'ın ifadesiyle,
"Masalı andıran bir hayat yaşayıp baş döndürücü iniş-çıkışlar
ve taşkın fırtınalar atlattıktan sonra pek de kolay olmayan bir şekilde
ayakta kalabilen insanların" öyküsü...